4+4+4 ü düzenlerken üniversiteleri de unutmamak gerek.
Üniversiteleri, askerlikten kaçmak için bir sığınma yeri olmaktan çıkarmalıyız. Şöyle ki: askerliği profesyonelleştirerek, ya da teknolojik ağırlıklı yapıp, nicel çoğunluktan kurtarıp nitel çoğunluklu bir hale sokmak gerek. Ayrıca paralı erliği süreklileştirip ancak ödenebilir bir hale getirmeliyiz.,Üniversite mezunlarını bu sıkıntıdan bir şekilde kurtarmalıyız. Lise mezunlarına ise askerliği altı ayla sınırlandırıp öğrencilerin önünü açmak, lise öncesiler için ise azami sekiz ya da dokuz ayla sabitlemek gerekir kanısındayım.Bu arada erlerin giyimine kuşamına,yiyimine ve benzeri giderlerinin yerine teknolojik yönden güçlendirme yoluna gidilir. Tabi bunların hepsi birer öneri. Bu önerilerin hangisinin daha yararlı olacağına sivil ve askeri uzmanlar karar verecektir.
Askerlik bu şekilde açıklığa kavuşturulduğunda üniversitelere yığılmalar azalacak, gerçekten üniversite okumak isteyenlerin önü açılacaktır. Böylelikle devlet de, daha bilimsel hizmet vermek olanağı bulacaktır. Üniversitelerde kalite hızlı bir şekilde artacaktır. Devlet artan talebi karşılamak için kaliteyi düşürüp üniversite sayısını artırmak için harcadığı parayı kaliteli eğitime kanalize etmek şansı bulacaktır.
Ayrıca üniversite mezunları en az birbuçuk, iki yıl erkenden yaşamlarını yoluna koyma olanağı bulacaktır.
Askerlik bu şekilde dizayn edildiğinde; bilhassa meslek liselerinden mezun olan gençler üniversite yerine ara eleman olmayı tercih edecek, bir an önce hayata atılacak, devlete yük olmayacaktır.
Gelişmekte olan ülkemizin ara elemana olan gereksinimi sanıldığından çok fazladır.Vasıfsız işçinin yerini kalifiye eleman almış olacaktır.
Amaç; ortalıkta işsiz güçsüz gezen üniversite mezunu yerine; elinde bir mesleği olan kalifiye işçi yetiştirmek olmalıdır.
Böylece ‘’Abi ne iş olursa yaparım’’ yerine ‘’Ben, kuaförüm,ben duvar ustasıyım, ben mobilyacıyım… diyen kalifiye işçi,kalifiye eleman yetişecek. Kaliteli üretim,kaliteli iş, kaliteli ürün elde edilecek.
Her hangi bir üniversiteden mezun öğrenci vasıfsız bir işte çalışmak istemez. Çalışmak zorunda kalanlar ise düzene, sisteme isyan eder.Depresyona girer.Girdiği işi severek ve isteyerek yapmadığı için bunalır. Hem çocuğun ruh sağlığı bozulur hem de randıman düşer.
Bu çocukları üniversite de okutup kazanmak yerine, aksine çoğunu kaybediyoruz. Bilmem farkında mıyız…
Halbuki amaç insanı kazanmak olmalıdır.Bir öğrenciyi kazanmak bir ülkenin en az bir gününü kurtarmak demektir.
Dostça kalın…
RECEP YILMAZ
Eğitimci-Yazar
recepyilmaz46@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder