HARBİYORUM
Recep Yılmaz
Gazeteci/Yazar
recepyilmaz46@gmail.com
recepyilmaz21.blogspot.com
Bu haftaki köşe
yazım
HER ŞEY BİTTİ…
Günaydın Türkiye.
Günaydın sevgili okurlarım.
Seçmenin
kafasındaki bu soruya cevap verilmesi gerekiyor, tabi biz gazeteciler için de
bu sorunun cevaplanması önemli.
İmamoğlu'nun
ceza alması durumunda cumhurbaşkanı adayı Özgür Özel mi, Mansur Yavaş mı, hatta
Kemal Kılıçdaroğlu mu olsun kargaşası da AKP'ye yarıyor.
Bunu
anlamak için çok akıllı olmaya gerek gerek var mı?
Bence
anlamamak bırakın akıllı olmayı, siyasetten uzak hatta kıt akıllı olmak
gerekir.
Bence
ne günüdür, ne zamanı.
Sen
savunmanı aklıselim hazırla, hukuken yapılması gerekenleri yap.
Yoksa
kurusıkı atmakla, milyonları meydanlara toplarız, kıyameti kopartırız demekle
bu işler olmuyor.
Kaldı
ki sizce bu tehditlere Tayip Erdoğan pabuç bırakır mı?
Hem
hukuk yok diyeceksiniz, hem de hukuki mücadelemizi veririz diyeceksiniz.
Sonra konuyu bir kenara itip Amerika’ya gideceksiniz.
Sorulduğunda
da ceza kesinleşirse hemen dönerim diyeceksin.
Yani
olacak iş mi bu…
Bence
İmamoğlu ceza alırsa cumhurbaşkanı olamayacağı için mücadele ediliyorsa
bu siyaseten çok yanlış.
Ne
demek yani Ekrem İmamoğlu ceza alsa da biz onu cumhurbaşkanı adayı olarak ilan
ederiz. Yani CHP'de cumhurbaşkanı adayı olabilecek kimse yok mu demeye mi
getiriliyor.
Evet
“Sarı öküzü vermemek gerekir” evet ama konuyu bu duruma getirmemek de gerekir
diye düşüyorum.
Her
şey bitti…
Türkiye'de
bunca sorun varken, cumhurbaşkanı olamayacak kavgasına angaje olmak siyaseten
hem doğru değil, hem de suni bir gündeme mahkum olmaktı
Ayrıca;
vatandaşın sofrasındaki lokma her geçen gün azalıyor. Sizin uğraştıklarınıza
bakınız.
Ondan
sonra vatandaş neden bizi iktidar yapmıyor diye hayıflanıyorsunuz.
Haksız
mıyım?
Sonrasında;
Canan
Kaftancıoğlu'nun İmamoğlu'ndan ne eksiği vardı ki kulağa sinek vızıltısını
bulan bir tepki bile verilmedi. Demezler mi Kaftancıoğlu için ne yaptınız da
İmamoğlu için ne yaparsınız.
Öyle
deniyorsa CHP'de bir sorun var demektir, hem de sinsi ve büyük bir sorun var
demektir.
Tabi
bu gelişmelerden ötürü şimdi Tayip Erdoğan bal kaymak diyor, keyifleniyor diye
düşünüyorum.
Sonuç;
CHP her şeyden önce korsa/hızlı karar alma eyleminden uzak durmalı.
Tartışılmadan,
görüşülmeden alınan hızlı kararlar çoüu kez insanları felakete götürebilir,
nokta
&
SİYASETEN DOĞRU BİR YAKLAŞIM
Halkların Eşitlik ve
Demokrasi Partisi (DEM Parti) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin el sıkma
olayını gazeteci Yıldız Yazıcıoğlu'nun haberleştirdiği kadarıyla; DEM
Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit, "Dünkü tokalaşmanın siyasetin
doğası gereği olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. Şimdiye kadar olmaması zaten
yanlıştı" yorumunu yapmış.
Bence çok akıllıca,
siyaseten de çok doğru bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum.
Olayı çok iyi tahlil
etmişler. Yaklaşımlarını çok doğru buluyorum…
&
Bir söz de benden
“Bu işin fıtratında var’, ‘takdir i İlahi’, ‘oldu
bir kere’, ‘kandırıldık’, ‘kader planı’, ‘bana mı sordunuz.” Anşayışı bizi bu
günlere getirdi.
&
Kulağa hoş
gelen sözler
“Tarihte çöken ülkeler parasızlıktan değil,
ahlaksızlıktan çökmüştür.”
Çiceçro
&
Kirveme
öğütler
Bizde olmayan özellikler;
Görgü, nezaket,
Üslup, düzgün iletişim kurma,
Empati yapabilme,
Başka hayatlara saygı duymak,
Doğayı korumak.
Aslında Ana okulundan üniversite son sınıf dahil, bunlar ders olarak okutulmalı, diye
düşünüyorum.
&
Ve yazıma çoğu kez olduğu gibi
bir şiirimle son veriyorum.
&
Gelelim “Dilimde tüy bitinceye
kadar” yazacaklarıma;
Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme
kazandırılsın.
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.
Daha da önemlisi,
Zerzevan Kalesi,
Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn
Mağaralarını koruyalım, tanıtalım.
İyi bir hafta geçirmeniz
dileğiyle.
Dostça kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder