Nerede ve kiminle olursa olsun, ben savaşa karşıyım. Irkı, dili, dini, tenin rengi ne
olursa olsun, Uzakta ya da yakında hangi ülke…olursa olsun, savaş insan oğlundan uzak olsun.
Ben savaşa hayır diyorum.
Savaş çığırtkanlığı yapmıyorum ama savaş çanları çalıyor mu ya da çalacak mı ne….
Baş Komutan Konumunda bulunan Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün; geçen gün İstanbul’da ki ,Harp Akademisinde; Komuta kademesine ve kurmay subay adaylarına dünyadaki
yaşanan gelişmelerle ilgili çok önemli, altı çizilecek sözlerle dolu bir
konferans verdi.
Bu konferansta Başkomutan Sayın Gül :
- Savaş ihtimali bulunmaktadır.,
- Uzaktan izleme lüksümüz yok,
- Askeri hazırlık zorunludur,
- Türkiye için diplomatik aktivizm ve askeri duyarlık seçenek
değil bir zorunluluktur. dedi. Ve askerlere ‘hazır ol ‘ emri verdi.
Bu sözlerle çok ama çok ciddi uyarılarda bulunulmuştur. Bence yumurta kapıya gelmiştir.Dilerim bu yumurta hiçbir zaman fol’a düşmez. Yumurta geri kaçar mı kaçmaz mı bilmem. Bildiğim bir şey varsa o da bizim için iyi olmaz.. Her şeyden önce savaş hiç te istenen, sevilen, arzu edilen bir şey değildir. Galibi olacağına inanmadığım kötü bir maçtır.
Hele bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için savaş bence bir yıkımdır. XXI. Yüzyılda tarafları belli olmayan bir kör dövüşüdür. Cankurtaranına güvenerek girilecek bir havuz değildir. Halk ağzıyla ‘dipsiz bir kuyu’…
Savaşanın değil, savaştıranın kazandığı kötü bir
oyun. Tıpkı kumarhanelerde oynayanların hep kaybettiği, kazananın manoları toplayan kumarhaneci olduğu gibi.
Tabii ki Sayın Cumhurbaşkanı’nın da vurguladığı gibi savaş olacak gibi orduyu hazır
durumda tutmak en doğal olanıdır.
Ama savaşa gönüllü olmak isteklerin en uzakta
duranı olmalıdır.
Atalarımız hep dememişler mi : ‘’Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi sen de başkalarına yapma.’’ Yapılmamalı da.
Dostça kalın…
RECEP YILMAZ
11 Nisan 2012 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder