HARBİYORUM
Recep Yılmaz
Gazeteci/Yazar
recepyilmaz46@gmail.com
recepyilmaz21.blogspot.com
KASTIM DAĞLARA, TAŞLARA
Günaydın Türkiye.
Günaydın sevgili okurlarım.
CHP
son zamanlarda Özgür Özel liderliğinde, Saray’ı tedirgin eden bir ivme yakaladı.
İstanbul Zeytinburnu’nda 52’inci mitingini yaptı. Mitingler muhalefetin diri
olmasına neden oluyor; ancak Saraçhane’deki ilk mitingin ritminden de gittikçe
uzaklaşılıyor.
Çok
temel bir siyaset bilimi kuralıdır; rejim otoriterleşmeye başladı mı muhalefetin
zerresine bile tahammül edilmez. Her geçen gün hukuk devleti kimliğinden ve
demokratik kurallardan uzaklaşan Türkiye artık totaliter bir rejime dönüşmüş
durumdadır. Wikipedia, otoriterlik kavramını şöyle açıklıyor;
“Otoriterlik, siyasi çoğulculuğun reddedildiği, siyasi statüko ve müesses nizamın korunması için güçlü merkezi otoritenin kullanıldığı ve hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, demokratik oy kullanma hakkı gibi
unsurların azaltıldığı bir siyasi sistemdir”
Saray,
Ekrem İmamoğlu eksenine sıkışmış muhalefete bile tahammül edemiyor. CHP
İstanbul İl Başkanlığına kayyum atandı. İstanbul kararı CHP’ye kayyum atanması
sürecinin provasını oluşturuyor. Bu konudaki bütün insiyatif Saray’da. “CHP’nin
muhalefetinden sıkıldım” derse partiye kayyum atayacak, CHP’nin muhalefetini
kendi arzuladığı çizgiye çekebilirse de durumu bir müddet daha gözleyecek ve
olası bir erken seçime kadar bu kullanışlı siyaset hamlesini elinde tutacaktır.
Saray’ın
planları arasında Kemal Kılıçdaroğlu’nun kayyum olarak atanması da var. Eğer
böyle olursa, uzun yıllara uzanan tecrübeme dayanarak şunu söyleyebilirim;
hepimiz tası tarağı toplayarak dağılalım. Meral Akşener’in 6’ıncı masada
Erdoğan’ın Truva atı olduğu gerçeğini henüz sindirmemişken, meydana ikinci bir
Truva atı çıkarılıyorsa, Erdoğan’a şapka çıkartmaktan başka ne yapılabilir.
Saray, dolayısıyla da Erdoğan siyaseti istediği gibi dizayn ediyor. Cumhurbaşkanı
o, bakan o, savcı o, hâkim o, muhalefete ayar veren o, bürokrasi onun elinin
kiri… Bu durumda ne yapılabilir ki?
İstanbul
İl Başkanlığına kayyum atanmışken, Özgür Özel’in siyasi geleceği üzerinde
Saray’ın kılıcı dönerken, eleştirel içeriğe sahip bu yazım için lütfen bana
kızmayın.
Hiçbir
art niyetim olmadan, ileriye ışık tutacağı inancıyla yazıyorum.
CHP
en büyük hatayı, toplumsal muhalefeti, halkın iktidara olan tepkisini
İmamoğlu'nun arkasına koyarak yapıyor. Bu yanlışı yapmaya hala devam
ediyor ve Erdoğan’a bir oyun alanı açıyor.
Ekrem
İmamoğlu’na vefa göstermek başka bir şey, muhalefeti bu alana sıkıştırmak başka
bir şey.
Sanki
yüz yıllık CHP'de İmamoğlu'ndan başka İstanbul'a belediye başkanlığı yapacak
kimse yokmuş gibi İmamoğlu'nun ekseninde dönmeye devam ediyor. Bu da iktidarın
işine geliyor.
Gök
gürültüsünü çalmak her zaman işe yaramayabilir.
Başka
bir mevzu olmakla birlikte;
CHP
Genel Başkanı Özgür Özel’in, “Diyarbakır’da demokrasi, İstanbul’da otokrasi
olmaz” sözleri doğru değil. Hele barışı oluşturma çabalarının sürdürüldüğü bu
ortamda…
Her
ağzımıza geleni topluma büyük bir özdeyişmiş gibi nakletmek çoğu kez insanları
kendinden uzaklaştırmaya yetiyor.
Sonra
da ben ne yaptım diye hayıflanıyoruz.
Ben
Özgül Özel’e muhalefet liderliği nasıl olması konusunda Süleyman Demirel’in bir
sözünü anımsatmak istiyorum;
“39
yaşında Başbakan oldum. Ana muhalefet lideri İnönü'ydü. Yeminle söylüyorum;
onunla görüşmeye giderken dizlerim titrerdi. Ben alt tarafı Çoban Sülü, O ise
Garp Cephesi kumandanı, Cumhuriyet'in İkinci Adamıydı."
Bir
örnek daha;
Seçimlerden
%50 oy alarak başbakan olan Süleyman Demirel, meclisin ilk günü meclis
binasında İsmet İnönü ile karşılaşır. İnönü kendisine, "Meclisin kaç merdiveni var Süleyman biliyor musun?" diye
sorar.
Demirel
cevap verir; "Bilmiyorum..."
Beklemediği bir soru karşısında cevapsız kalan Demirel, bu durum karşısında
içten içe bozulmuştur.
Birkaç
gün sonra mecliste yeniden İnönü'nün yanına giden Demirel kulağına eğilerek; "Efendim, meclisin 220 merdiveni
var!" der. “Kime saydırdın”
diye sorar İnönü.
Demirel;
"Bizzat ben saydım efendim!"
der ve bunun üzerine İnönü'den tarihi bir söz duyar;
"Bak Süleyman, lider odur ki zor
işlerle uğraşsın. Lider basit işleri kendi yapmaz. Bak mesela ben meclisin kaç merdiveni
olduğunu bilmiyordum. Sana saydırdım..."
Liderlik
böyle bir şey olsa gerek arkadaş.
Üslubu
beyan aynı ile insandır.
Suriye’de
devrim oldu. PKK silah bırakıyor, ABD ve İsrail İran’ı vurdu. Ne küresel
sorunlarda ne de ülkemizi ilgilendiren konularda CHP’nin kitlelere bir mesajı
yok.
Varsa
yoksa İmamoğlu.
Oysa;
Türkiye
İmamoğlu’ndan çok büyüktür.
Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar”
yazacaklarıma;
Anzele,
büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.
Diyarbakır
5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.
Dostça kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder