HARBİYORUM
Recep Yılmaz
Gazeteci/Yazar
recepyilmaz46@gmail.com
recepyilmaz21.blogspot.com
SÜRECE DAİR
Günaydın Türkiye.
Günaydın sevgili okurlarım.
Madem çözecektiniz 40 yıl önce niye çözmediniz
Madem çözecektiniz
40 000 insanın ölmesini niye beklediniz?
Madem çözecektiniz
bunca asker, polis, güvenlik sorumlusunun ve de sivilin neden ölmesini
beklediniz?
Madem çözecektiniz
bu yolda harcanan milyarlarca dolara neden göz yumdunuz?
Şimdi şehit
ailelerinin durumu ne olacak? Onlara ne diyeceksiniz?
Diye soruların ardı
arkası kesilmiyor.
Yani ne diyorsunuz?
Madem kırk yıl
beklediniz, bir kırk yıl daha mı bekleyelim?
Bu uğurda kırk bin
insan öldü, bir kırk bin insan daha mı ölsün.
Yetmedi bu yolda
harcanan milyarlarca dolara neden göz yumdunuz?
Yetmedi onca asker,
polis, güvenlik sorumlusunun ve de sivilin daha ölmesini mi istiyorsunuz.
Yetmedi bu yolda milyarlarca
dolar daha mı harcansın demek mi istiyorsunuz?
Yetmedi yeniden on
binlerce annenin yeniden gözyaşları sel gibi aksın mı diyorsunuz?
Gelelim Şimdi şehit
ailelerinin durumu ne olacak? Onlara ne diyeceksiniz? sorusuna;
İşte cevaplanması
en zor olan soru bu.
Yaklaşık Türkiye’de
her aileden bir şehit verilmiştir. Onlarında ellerini öperek; anne, baba en çok
üzülen doğaldır ki sizlersiniz. Siz gibilerin çoğalmasını istemiyoruz. Kimsenin
artık evlatsız, babasız, nişanlısız, sözlüsüz kalmasını istemiyoruz.
Artık o uğurda
sizlerin nafakasını silahlara, mermilere, toplara harcansın istemiyoruz.
Geçmişte işlenen
yanlışların devam etmesini istemiyoruz.
Di ye ce ğiz.
Birbirimize sarılıp
barışın geldiğini kutlayacağız.
Doğrudur, barışın
öncesi kanla, gözyaşları ile doludur. Ancak sonrası hoş görü, kardeşlik, özgürlük,
el sıkışma olur.
O la cak.
Dahası var tabi.
Vay neden dün
terörist dediğine neden barış eli uzatılıyor.
Vay daha dün
bölücü, hain dediklerine; neden hasta
ziyareti ya da geçmiş olsun telefon aramaları yapılıyor.
Ya da Terörist diye
hapse atılan bir kişinin eşinin ameliyatı nedeniyle hastaneye gitmesine neden izin
veriliyor.
El insaf be
kardeşim.
El insaf diyorum.
Yani bu kin, bu
nefret, bu yan bakış ömrü billah devam mı etsin yani?
Barışa ilk adımı
atmak işte bu diyorum.
Sonuç olarak “En
kötü barış, savaşmaktan bin kez daha iyidir.” diyorum.
Haydi hep beraber
ve hep bir ağızdan ”EN KÖTÜ BARIŞ ŞAVAŞTAN İYİDİR.” diye haykıralım.
Barış sevgidir.
Barış; dostluktur, kardeşliktir. Barış gönül rahatlığıdır. İyi geçinmektir,
barış. Kavgasızlıktır. Silahsızlıktır. Barış sağlıktır. Zindeliktir.
&
Bir söz de benden
Demokrasi bir eğitim işidir.
&
Kulağa hoş gelen sözler
Biz, bir
sofrada açlık varken huzuru bulamayanlardanız!
&
Kirveme öğütler
Kirvem geride
bıraktıklarımızı özlüyor, elimizin altındakinden sıkılıyor, ulaşamadıklarımıza
tutuluyoruz. Robin Sharma
&
Ve yazıma
çoğu kez olduğu gibi bir şiirimle son veriyorum.
BU ÜLKE
ZENGİN,
BU ÜLKEYİ SÖMÜRENLER ÖLSÜN.
BU ÜLKE BARIŞ GÖLÜ
DÖVÜŞTÜRENLER ÖLSÜN.
BU ÜLKEDE RUM ERMENİ VAR,
KISKANDIRANLAR ÖLSÜN.
BU ÜLKEDE KÜRT VE TÜRK VAR,
VURUŞTURANLAR ÖLSÜN.
BU ÜLKEDE ALEVİ VAR SÜNNİ VAR,
AYRI KOŞANLAR ÖLSÜN.
BU ÜLKE GÜZEL,
BU ÜLKEYİ SEVMEYEN ÖLSÜN.
BU ÜLKEDE BEN VARIM SEN VARSIN,
AYRIŞTIRANLAR ÖLSÜN.
GELİN HEP BİR AĞIZDAN SÖYLEYELİM:
''BEN U SEN YAŞASIN HAYINLAR ÖLSÜN.'
RECEP YILMAZ
&
Gelelim
“Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;
Anzele, büyük bir balıklı göl haline
getirilip, turizme kazandırılsın.
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE
dönüştürülsün.
Daha da
önemlisi,
Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı,
Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım.
İyi bir
hafta geçirmeniz dileğiyle.
Dostça
kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder