Pazarlar,panayırlar,festivaller,fuarlar…
İnsanların hayat bulduğu,gezip ferahladığı;dolaşıp tanıştığı,öğrendiği,öğrettiği
yaşam alanlarıdır.Bir yığın mal ve değişik etkinlikler insanların beğenisine
sunulur.Değişik kültür ve insan tipleriyle tanışılır.Güzel ve farklı tatlarla
karşılaşılır…
Kimi stantlarda ağırlık yerel ürünlerdedir.Kimi stantlarda ağırlık
güncel etkinliklerdedir.Kimisinde folklorik özellikler öne çıkar, kimisinde de insanlar
etnik özelliklerini ziyaretçilere sunmaya çalışırlar.
Ama bunların hepsi biz insanlar için yapılır.Bu tür yerleri ziyaret
ederken kesinlikle empati yapmayı ihmal etmemeliyiz. Hoş görü ön planda
olmalıdır.Çünkü bu sunumlar ve etkinliklerden hepsi hoşumuza gitmemiş
olabilir.Hatta bazılarını da çok ama çok sevmiş olabiliriz. Tepkilerimiz , dışavurumlarımız
,dengeli içtenlikli olmalıdır.
Bu yıl ki 12. EMİTT Turizm Fuarında konuklar bu tavır ve davranış
içindeydiler.Barış ve hoşgörünün hakım olduğu güler yüzlü bir fuar oldu.
Gerek Diyarbakır standını ziyaret eden
yurttaşların güler yüzlerinden, gerekse dolaştığım diğer stantlardaki
ziyaretçilerin memnun olduklarını açık açık belirten davranışlarından bu kanıya
vardım. Gerçekten çok ta sevindim.Bu demektir ki fuar ana amacına ulaşmış.
Bizler de Diyarbakır standında öncelikle Diyarbakırlıları değil de
Diyarbakır dışından gelen konukları memnun etmeye çalıştık Onlara kaliteli bir
sunum yapmak gayreti içinde olduk.Dilerim gelenleri memnun etmişizdir.Yerel
yemeklerimizi onlara tattırdık,folklorik özelliklerimizi sergiledik. Uzun uzun
anlatarak gelenleri sıkmak yerini gerek Valiliğin ,gerek Büyükşehir Belediyesinin
hazırladığı gerekse Karacadağ Kalkınma Ajansının destekleriyle hazırlanmış
kaliteli broşürler sunduk, kasetler ve ansiklopedik özelliği olan kitaplar
hediye ettik.Diyarbakır’a özgü kahvaltılıklar ikram ettik.Ayrıca Diyarbakır’a
özgü yemekler olan;Kibe mumbar,İçli köfte,Kaburga dolması Güveç,Testi
kebabı,Ayvalı kavurma,Ekşili dolma,Meftune,Duvaklı pilav gibi yerel
yemeklerimizi; valimiz Belediye başkanımız, Vali Yardımcımız eliyle her gün
konuklara sunduk.Yiyenler bayıldılar.Hele Burma kadayıfı ve de zingil tatlısını
yiyenler ‘’Bir harika bunlar’’ dediler.
Ya o standın köşelerini süsleyen;
bakır, gümüş ve ipek el ürünleri bir başka güzellik getirmişti fuara.Bu
zanaatlar ,zanaatkarlar ,’’Biz hala ölmedik,yaşıyoruz ve ölmeyeceğiz.’’
diyorlardı. İyi de ediyorlardı.
Fuarın bir başka güzelliği de
karşılıklı stant ziyaretleriydi.Gerçekten bir harika oluyordu.Karşılayanlar, sanki
kız eviymiş gibi karşılıyorlar,aynı güzellikte uğurluyorlardı.Benzer
güzelliklerle karşılıyor ve de uğurluyorduk.Bir düğün alayıymışcasına
davranılıyordu.Kimisi şarap ikram ediyor,kimisi gül sunuyordu. Kimisi kedisini,
kimisi köpeğini tanıtıyordu.Kimisi halısını dokuyor,kimisi Mevlana’dan şiirler
okuyordu.Bal sunanlar, pestil ikram edenleri de unutmayalım.
Her şey gönlünüzce olsun
Dostça
kalın…
RECEP YILMAZ
17 Şubat 2012 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder