HARBİYORUM
Recep
Yılmaz
Gazeteci/Yazar
recepyilmaz46@gmail.com
recepyilmaz21.blogspot.com
ÖZGÜRLÜK ve BARIŞ…
Günaydın Türkiye.
Günaydın sevgili okurlarım.
Terörsüz
Türkiye Komisyonu kuruldu.
Vatana
millete hayırlı olsun.
Dilerim
ülkenin ve ülkenin insanlarının ihtiyacı olan barışı, eşit ve özgür yaşamı,
gerçek kardeşliği ile ilgili gerekli adımların atılmasında önayak olur. Bu
dileklerin tahsis edilmesi hususunda gerekli girişimlerde bulunulur.
Ve
eğer barıştan, çözümden ve demokratik bir gelecekten söz edeceksek, bu ülkenin
en temel gerçeklerinden biri olan siyasi tutsaklar meselesini acilen,
geciktirmeden çözüme ulaştırmalıyız.
Tabi
bunca siyasi tutukluyu görmezden gelemeyiz.
En kısa çözüm acilen enine boyuna bakmadan, kaşı eğri gözü eğri demeden
bir genel af çıkartılmalıdır.
Öncelikle de siyasi tutuklulara ağır
hastalığı, ilerleyen yaşı, engellilik durumu ve 30 yılı aşkın süredir
cezaevinde bulunmasına rağmen, birçok mahpusun hâlâ özgürlüğü gasp edilenlere,
30 yılını doldurmasına rağmen, “Ben suç işlemedim ki pişman olayım” dediği için
hâlâ cezaevinde tutulanlara, acil çözüm getirilmeli.
Bence
en acil ve kısa yolu sadece siyasi tutuklulara genel af ilan edilmeli. On
binlerce ananın, babanın, çocukların kadınların tek arzusu budur.
Bu
barışın ilk adımı olmalıdır.
Yani
“Tüm siyasi tutuklulara özgürlük”
Ha
bir de bu kurulun adı da daha güler yüzlü bir hale getirilmelidir.
Ne
bileyim örneğin “Barış ve demokrasi”
ya da “Barış ve özgürlük” gibi…
Ve
bu girişimi içimize sindirmeliyiz.
Kırk
yıldır Kürdüyle, Türküyle çektiğimiz yetsin artık.
“Özgürlük ve Barış” Türkiye’nin tüm
insanlarının özlemidir. Bu özlemin bir an önce gerçekleşmesi için; tüm
partilerin, sivil toplum örgütlerin, dernek ve sivil kuruluşların el ele
vermesi gereklidir.
Şu
unutulmamalıdır ki “Toplumsal ve kalıcı barışla herkes kazanacak. Emeği
geçenler tarih boyunca saygı, gurur ve minnetle anılacak.”
Kimse nankörlük
etmemelidir.
Dün
okudum çok hoşuma gitti;
“Huysuz
bir insan düzelebilir,
Cahil
bir insan akıllanabilir,
Sinirli
bir insan sakinleşebilir,
Ama nankör bir insan
asla değişmez.”
Her
ne kadar böyle deniliyorsa da ama değişmelidir.
Değil
mi yani.
&
Bir söz de benden
Her yeni günün umudu için çabalayan emekçi
ellere selam olsun...
&
Kulağa hoş gelen sözler
Oysa sahnesi gerçek olan tek şey, ölümdü.
Selahattin Demirtaş
&
Kirveme öğütler
Kirvem;
Şunu akıldan
çıkarmamalıyız;
Korumakla görevli
olanların yıkmaya çalıştıkları bir devleti hiç kimse kurtaramaz. Platon
&
Ve yazıma
çoğu kez olduğu gibi bir şiirimle son veriyorum.
KİMSE YALNIZ KALMASIN
Türküler
dinlerdim
Yalnızlık
üzerine yakılmış.
Şiirler
okurdum,
Yalnızlıktan
söz eden.
Şarkılara
kulak verirdim,
Yalnızlık
üzerine.
Affedersiniz,
gülerdim.
Hiç böyle
şey olur mu derdim.
Sen misin
bunu diyen.
Al sana
hem de en alasını.
Bu felek
de çok acımasızmış.
Yani,
sadece güldüm, ne olmuş.
Bence
yaptığı çok ayıp,
Böyle mi
yapılır,
Yapayalnız
mı bırakılır.
Demek
insan yapayalnız kalırmış;
Hem de
koca bir metropolde,
Panayırda,
Sergide,
Fuarda,
İğne atsan
yere düşmez bir yerde,
Yalnız
olmak nedir bilir misin?
Seni
bilmem ama ben öğrendim.
Yaşadım.
Yalnızlık
çok kötü bir şey…
Kimse
yalnız kalmasın.
&
Gelelim
“Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;
Anzele, büyük bir balıklı göl haline
getirilip, turizme kazandırılsın.
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE
dönüştürülsün.
İyi bir
hafta geçirmeniz dileğiyle.
Dostça
kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder