HARBİYORUM
Recep Yılmaz
Gazeteci/Yazar
recepyilmaz46@gmail.com
recepyilmaz21.bloON
İKİ GÜNLÜKgspot.com
ON İKİ GÜNLÜK SAVAŞIN
GETİRİP GÖTÜRDÜKLERİ
Günaydın Türkiye.
Günaydın sevgili okurlarım.
Sevgili
okuyucularım, geçen hafta sizlere gezip gördüğüm yerleri bu hafta anlatacağımı
yazmıştım.
Fakat
dünya o kadar hızlı dönüyor ki hızına ulaşmak mümkün değil.
Önemli
gelişmeler var. Atlamak istemedim.
Ama
önemli bir gelişme olmazsa haftaya AZ GEZDİM ÇOK ŞEY GÖRDÜM (İİ) başlıklı
yazımı şuna çapında.
Hoşgörünüze
sığınıyorum.
Ve bugünkü yazıma başlıyorum.
İzninizle.
KAZANAN KİM
On iki
gün süren savaşın kazananı kim?
Pes
yani!
Hala
TV’lerdeki açık oturumlarda, gazetelerde bu savaşın kazananı kim diye
soruluyor.
Her
şey apaçık belli olmuyor mu?
Kazanan;
özellikle savaşa yapılan harcamalar dikkate alındığında kesinlikle ABD…
Niye
mi?
Taş
atıp kolu mu yoruldu?
Saldırılarının
dünyaya duyurulması tam bir Hollywood filmi kıvamındaydı.
Yatak
odasına kadar hedeflere ulaşıldı, Tahran’ın hemen dibinde dron üretme tesisi
oluşturuldu, nükleer enerji konusundaki insan kaynağı yok edildi, güçlü
silahlar denendi ve alıcılar için bu silahlar tezgaha çıkmış oldu.
Filmin
ortalarında bir yerde B2 bombardıman uçaklarının marifetleri anlatıldı. B2
olmadan filmde mutlu son olamayacağı izlenimi oluşturuldu.
Dünyaya
büyük korku salındı.
“Ben
yerin 100 metre altında olsa her yeri vurabiliyorum” imajı bütün dünyaya
verildi.
İran’ın
kısa vadede kaybettiği söyleniyor.
Savaşlar
12 günde sonuçlanmaz. Zaten izlediğimiz de fragmandı. Yani asıl film henüz
gösterime girmedi.
12
günlük savaşta hem ABD hem de İsrail, İran’ı tartıya çıkartıp kilosunu
ölçtüler. Sadece İran’ın da değil, İran’a destek vermesi beklenen Rusya, Çin,
Mısır, Irak, Yemen, Lübnan vs. gibi ülkelerin de kilosuna bakıldı.
Fragmanda,
yani 12 günlük savaşta, bu ülkelerin tartıya yük bindirmediği görüldü. Türkiye,
Mısır gibi ülkeler kendi kamuoylarını ajite dışında bir şey yapmadılar. Yemen
açık bir destek verdi ama hemen bloke edildi.
Dolayısıyla
İran yalnızlığa mahkûm edildi.
Fragmanda,
İran halkının rejime ne kadar muhalif olduğu da test edildi. İran’daki rejim
tam bir molla faşizmi olmasına rağmen, savaş gibi durumlarda, muhalif olsalar
da insanların ülkelerinin yanında durduğu görüldü.
Bu
savaşın bize gösterdiği en önemli şey; totaliter rejimlerin bile halk desteğine
zor zamanlarda ihtiyaç duymasıydı. Umarım bu durum, sabahtan akşama kadar
muhalefet öğüten bizim ülkemiz için de ders olur
...
Neticede
ABD argo olarak ifade edersem; “Ben sizin babanızım, ben ne dersen o olur.”
dedi. Hele Trump tam da o havadaydı. Zaten iran ve İsrail’i ilkokul bahçesinde
kavga eden ergen çocuklara, kendisini de kavgayı sona erdiren sağduyulu
ebeveyne benzetti.
Bu
yazdıklarımdan beni sakın “Amerikan sevicisi” olarak görmeyin.
Ne
yazık ki gerçek bu.
Gelelim
ön iki gün süren bu savaşın kayıplarına.
Yandaşların,
hacı hoca takımının “savaşı kazandık” naralarına rağmen kaybeden İran'dır.
Ürettiği
uranyum ve uranyum tesislerinden oldu.
Yüzlerce
füzesinin köküne kibrit suyu konuldu, yok edildi.
ABD'nin
yaptığı bombardıman, öldürdüğü üst düzey yöneticiler, yakıp yıkılan yerler ve
öldürüldüğü diğer asker ve siviller dışında…
Bunun
yanında İsrail'in verdiği yıkım, maddi ve manevi zararlar çabası.
...
İşte
bu nedenledir ki kayıplar İran'ındır.
Ek
olarak halklarının sıralaması düştü.
Daha
sayayım mı?
GELELİM İSRAİL’E
Gelelim
İsrail'e;
İsrail'in
yüklendiği/yüklendiği misyon eksiksiz yerine getirildi.
Bu
misyonu yerine getirirken ufak tefek zararları oldu.
Bu
çok önemli değil. Bu zararlar Suudi Arabistan finansörlüğünde ABD tarafından
giderilir.
ASIL FLİM NE ZAMAN…
İnanıyorum
ki zararları giderildikten sonra, asıl savaşa hazırlamak için daha fazla ihya
edilecektir.
Asıl
savaş ne zaman mı?
İran’a
kendine çeki düzen vermesi için muhtemelen bir süre verilmiş oldu. İşte o
sürenin sonunda asıl film başlayacaktır.
DİKKAT ETTİNİZ Mİ?
Sevgili
okurlarım;
Dikkat
ederseniz yazımda hiç Donalt Trump demedim.
Çünkü
bu olup bitenler onun işi değil. Yıllar öncesinden yazıp çizilmiş, planlanmış,
Bence Donalt Trump'ın da bir konu mankenidir. Hele İsrail Başbakanı Binyamin
Netenyahu emir komuta zinciri içinde ve emirle verilen misyonu fazlasıyla
yerine getirmeye çalışan bir misyonerdir.
Yani
Amerikan başkanlığına kim seçilirse seçilsin daha önce yazılmış, planlanmış bu
senaryoyu sahneye konacaktı.
Haftaya
buluşmak dileğiyle,
Dostça
kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder