9 Aralık 2008 Salı

EY DİYARBEKİR

Türküler yaktım Dicle'de
Sallarında , karpuz kabuğunda mum yakarak.
Serçe parmak büyüklüğünde
Dutlarını yedim Hevsel Bağçasında
Halaylar teptim Kırklar Dağında
Şiirler yazdım özgürlükten yana
On gözlü köprünün üzerinde ,
Seni seyrettim Ey Diyarbekir !
Gene de doyamadım sana.

Surlarında yürüdüm
Naralar attım , küfürler ettim
Faşizme , Zulmedene , Sömürene
Beni tüm benliğimle yok sayana
Gelin Ulan! Ben burdayım dedim.
Ben-u Sen'de Evli Beden'de
Seni seyrettim Ey Diyarbekir!
Gene de doyamadım sana.

Dünkü Koşu Meydanı'nın
Tam orta yerine gittim.
Elimde bir galon şarap
" Latif , Mahmut ! " diye seslendim.
Tabii ki duyamadılar beni
Tek başıma içtim bir galon şarabı
O günlerde olduğu gibi.
Başı önde yürüdüm
Ofisten taa Lise Caddesi'ne doğru
Lanet okudum beni senden uzak tutanlara ,
Kin kustum seni bu hale koyanlara ,
Küfrettim seni senden ayıranlara
Lise Caddesi'nde seni seyrettim Ey Diyarbekir!
Gene de doymadım sana.

Ali Emiri'de Kadri Göral'la bugünleri düşünürken ,
Melik Ahmet'te Bedri Ayseli'yle türkü söylerken ,
Bir de Kenan Temiz'in ezgilerine darbukayla eşlik ederken ,
Ne güzel günlerdi.
O günleri yaşadım yeniden Ey Diyarbekir
Gene de doymadım sana.

RECEP YILMAZ
recepyilmaz46@gmail.com

Hiç yorum yok: