11 Eylül 2008 Perşembe

ZAMAN TÜNELİ

Diyarbakır'ı seyrettim
İstanbul'un Çamlıca Tepesinden.
Zaman tünelinden gerilere giderek:
Melikahmet Hamamının karşısındaki parkta
Bitirim Hüso sigara kağıdı satıyordu:
"Çakmak taşi vari benzin var,
Cığara kağıdı kimde var kime lazım" diyerek.
Mezun olduğum Yeni İlkokul'a doğru yürüdüm.
Temmuz sıcağında,
Ahmo kolo tak taki soğuk su satıyordu:
"Soğuk su içenler,
Dişleri dondurur,harareti söndürür,
Ava buze, memıke kıze." diye avaz avaz bağırarak.
Kimisi sucunun bağırırken aldığı hale gülüyor,
Kimisi de "Vula hele bir bardak su ver, kaşmer." diyordu.
Uyanmaktan korkuyor
Zaman tünelinde hızlıca yürüyordum.
Bir ara baktım Dörtyol'dayım,
Nebi Camiinin önünde.
Bomba Ağabey'mi seyrediyorum
Onur Palas'ın altında gazete satarken.
Şeyhmus Tatlıcı!nın pastanesinden
Mis gibi börek kokuları burnuma vuruyor.
Dağ Kapısı'na doğru yürüyorum,
Doşo Ağabey'i görüyorum
Gazete barakasının önünde,
Alemin alemini seyrediyor.
Hafif sola baktığımda
Emirgan Çay Bağçası canlandı anılarımda.
Müstecirleri
Ağabeyim Bomba Mevlüt,Keşe Memet, Vekin ve Kunduracı İzzettin.
Söz aramızda Vekin abe oldukça nekesti
Ama dördü de bileğine güçlü, yiğitti, mertti.
Bu günlükte bu kadar dostlar zaman bitti.
Hoşça kalın.
Dostça kalın...

RECEP YILMAZ

Hiç yorum yok: