HARBİYORUM
Recep Yılmaz
Gazeteci/Yazar
recepyilmaz46@gmail.com
recepyilmaz21.blogspot.com
BARIŞI ÖZLEYENLERDENİM
Günaydın Türkiye.
Günaydın sevgili okurlarım.
Tabii
ki söylemden ziyade eyleme bakmak lazım.
Tabii
ki önemli olan eylemdir.
Tabii
ki söylemler eylemlerle uyuşmuyorsa, söylemler suya yazılan yazılar gibi olur…
Ama
benim gibi barışa, kardeşliğe, dayanışmaya, özgürlüğe, demokrasiye büyük özlem
duyan birileri; sonradan adı Milli dayanışma, kardeşlik ve demokrasi komisyonu olan
komisyonun açılış konuşmasında konuşan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
Numan Kurtulmuşun konuşmasını dinlerken içinin yağı erir, oh be yav der. Hele
hele Komisyonun adını okuyunca ruhu ferahlar, içi açılır, demek güzel şeyler
olacak der insanlar.
Sonuçta
inşallah kandırıldık demeyiz.
İnşallah
Türkiye’nin ve Türkiye insanlarının yüzünde güller açar, gönülleri ferahlar.
Komisyonunun
ilk etapta aldığı kararları okuyunca oh be diyesim geliyor.
Millî
Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi komisyonunun çalışma usul ve esasları oy
birliğiyle kabul edilmiştir.
Oh
be…
Komisyon,
ülkemizin tarihi bir fırsat yakaladığı bu dönemde, yarınlarımızı
şekillendirecek önemli bir sürecin takipçisi olacak,
Oh
be…
Barışı
kalıcılaştıracaktır.
Oh
be…
Kararlar
beşte üç çoğunlukla yani nitelikli çoğunlukla alınacaktır.
Oh be… …
Ne
olursunuz bunu bana çok görmeyin.
Ben
barışı çok ama çok özleyenlerdenim.
En
büyük endişem ya hayal kırıklığına uğrarsam
Hayal
kırıklığına uğratırlarsa ben gibileri
O
zaman ağzım dolu dolu
Yuh be diyeceğim.
Barışı,
kardeşliği, özgürlüğü, demokrasiyi biz gibi insanlara, çok görenlere
Yuh olsun diyeceğim.
Bin olmazsa bir eksik olsun demeyeceğim.
On
binlerce düşünce suçlusu sayılanlar içeride kalacaklarsa,
Siyasi
tutuklular görmezlikten gelinecekse,
Etik
kurallar içinde düşüncelerini söyledikleri için tutuklulukları devam edecekse,
Hasta
tutuklular arasında ayrım yapılmaya devam edecekse,
Eşit
koşullar içinde yaşam devam etmeyecekse,
Sonuç
olarak önse insan düsturu baş tacı edilmeyecekse,
Demokrasi
savunucuları içeride tutulup genel af bahanesi ile arsız, soysuz, hırsız,
ahlaksız serbest bırakılacaksa
Vallahi
yuh be derim.
&
Bir söz de Ahmed Arif’ten
Ne
anlımızda bir ayıp,
Ne
koltuk altında saklı haçımız,
Biz bu
halkı sevdik ve bu ülkeyi.
Ahmed ARİF
&
Kulağa hoş gelen sözler
Düşünmek
zor. Bu yüzen çok kişi başkalarını eleştiriyor.
&
Kirveme öğütler
Hitler’in propaganda bakanı Goebbels’in
dediği gibi, “Yeterince büyük bir yalan
söyler ve onu tekrar etmeye devam ederseniz, insanlar sonunda ona inanmaya
başlayacaklardır”
Ne olur bizler böyle olmayalım.
İnsanların beklentilerini kursaklarında
bırakmayalım.
&
Ve yazıma
çoğu kez olduğu gibi bir şiirimle son veriyorum.
Bana bir
şiir yaz diyorsun,
İçinde ben olayım.
Zaten sen içimdesin.
Güle benzet, bülbüle söylet
diyorsun,
Ben zar eden bülbül, sen mis
kokan gül değil misin?
Onurlandır beni diyorsun, yarana
merhem olayım,
Sen zaten başıma taç, gönlüme
ilaç değil misin?
Her taşında ben olayım şiirin
diyorsun,
Demiri ben harcı sensin,
Çatısı ben temeli sensin,
Bana bir şiir yaz diyorsun,
Ben sana ne yazayım gülüm
Zaten şiirin kendisi sensin,
Sen şiirlerin en güzelisin.
&
Gelelim
“Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;
Anzele, büyük bir balıklı göl haline
getirilip, turizme kazandırılsın.
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE
dönüştürülsün.
İyi bir
hafta geçirmeniz dileğiyle.
Dostça
kalın.